TAKT Cph.
Söz konusu Danimarka olunca, mobilya tasarımından beklentinin en üst düzeyde olduğunu sanırım rahatlıkla söyleyebiliriz. Yaratılan her formda her zaman mükemmelliği arayan bu İskandinav ülkesinden, henüz bir sene önce kurulmuş bir marka ismini Danish Design Awards’a yazdırmayı başardı.
Kurulduğu günden itibaren yakından takip ettiğimiz ve sürdürülebilirlik adına ilham verici adımlar atan TAKT; geleceği düşünen, her adımda doğaya ve insana verilebilecek zararı hesaplamış bir mobilya markası. Fedakarlık ve farkındalık gerektiren üretim yöntemlerinin tamamını ve Danimarkalı bir tasarım markası perspektifinden yaratım sürecini bir de onlardan dinlemek istedik.
Bize biraz TAKT'tan bahseder misiniz?
TAKT tasarım biçimini yeniden düşünerek mobilyalar üreten ve satan bir marka. Yüksek kaliteli tasarımı daha fazla insana; yenilikçi, sürdürülebilir ve şeffaf yollarla ulaştırmaya inanıyoruz.
TAKT olarak geleceğe mobilya üretmenin ötesinde bir anlayışla odak- lanıyoruz. Toplum, kaliteli ürünlerin daha fazla insana nasıl erişilebilir hale getirileceği konusunda yeni fikirlere ihtiyaç duyuyor ve bunu dünyadaki yaşamı olumsuz yönde etkilemeyen mantıklı bir şekilde yapmamız gerekiyor. Bu zorluğu insanların ve doğanın ortak yararı için rafine Danimarka mobilyaları üreterek üstleniyoruz.
Tüm ahşaplarınız FSC® sertifikalı ormanlardan elde ediliyor. Neden yalnızca buradan ahşap temin ettiğinizi ve bunun doğaya faydalarını kısaca anlatabilir misiniz?
Kalitemizi en iyi materyalleri tedarik ederek koruyoruz. Ancak bunu büyük resmi dikkate alarak yapmalıyız. Ahşaplarımızı FSC® sertifikalı ormanlardan temin etmek; ağaçların kendini yenileyebileceğinden daha hızlı hasat edilmediğinden, doğal hayatın korunduğundan ve orman işçilerinin refahının dikkate alındığından emin olmamızı sağlıyor.
Sürdürülebilir mobilya markası olmanın zorluklarından bahseder misiniz? TAKT sürdürülebilirliğin gerekliliğinden uzak bir anlayış ile kurulmuş olsaydı şu ana kadar doğaya ne büyüklükte bir zararı dokunurdu?
Herkes, sürdürülebilirliğe çok kısıtlı odaklanıldığı ve neredeyse hiç geri dönüşümün olmadığı mobilya sektöründe karşılaştığımız zorlukları biliyor. Mobilya çoğunlukla; nesiller boyunca miras kalan duygusal dayanıklılığın desteklediği ya da sadece zamanla gerçek kıymeti arttığın- da değer kazanan dayanıklı tasarım nesneleri olarak görülür. Bununla birlikte yeni bir şeyin iyiliği için gözden çıkarılır. Ve üstelik bu mobilya- ların çoğu gerçek ömürlerinin görünümünden uzak, birçok malzemenin karışımından üretilir.
Seri üretim çağında "slow craft" anlayışını TAKT'a nasıl adapte edebil- diniz? Biraz slow craft'tan bahsedebilir misiniz?
El sanatına karşı yenilenen bir ilgi söz konusu. Slow Craft; insan dokunuşundan yoksun küresel, yüksek hızlı, mevsimlik koleksiyon ve seri üretim ürünlerinin aksi bir üretim aracıdır. Sunduğu otantik ve köklü görünüm sayesinde bize birinin iyi bir iş çıkarmak için çok çaba sarf etti- ğini hissettirir. Kendimize asıl sormamız gereken soru; “Zanaatin doğasını, bugünkü dünyanın hızı ile nasıl uzlaştırabiliriz?”
Ürünlerin; toplanma, tasarım, yapım, gönderim sürecinde bütünsel çevresel etkiyi göz önüne ala- rak ilerliyorsunuz. Burada çevresini pozitif olarak etkileyen çok ince düşünülmüş bir disiplin var. Bize kısaca bir sandalyenin çevreye %100 duyarlı yolculuğunu anlatabilir misiniz?
Modern tasarım; yalnızca ürünün formunu dikkate almayı değil, bütünsel yaklaşım ve tüm yaşam döngüsünü doğal kaynakların imalatı, nakliyesi, kullanıcı deneyiminden onarım, yeniden kullanımı ve geri dönüşümü gerektirir. Başlangıçta bunu sıfırdan “doğru” yapmaya başlayabilir ve diğer birçok şirkette olduğu gibi değişimi büyük ölçüde hızlandı- rabilirsiniz. Çevre dostu bir yaklaşım gerçek etki yaratan bir şeyin üzerine kolayca bir kurumsal sosyal sorumluluk haline getirilebilir.
Adil fiyatlandırma konusunun altını çiziyor- sunuz. Genel olarak sürdürülebilir tasarım çözüm- lerinin ortalamanın üzerinde fiyatlandırıldığı da görülüyor. TAKT'ta bunun önemi nedir? Üre- tici ile kullanıcı arasındaki perakende aracı- larının günümüzde artık önemsiz olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Sürdürülebilir tasarım çözümlerinin genellikle ek bir maliyet getirme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Bu insanların çevresel ve sosyal sorumlulukların- dan ödün vermeden oluşturulan ürünleri satın almak istemeleri için bir engel olabilir. Doğrudan tüketi- ciye yönelik iş modelimiz, sadece daha hızlı teslimatı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda daha iyi fiyatlar ve genel olarak tüketici yararına sözleşme sağlayan yalın, şeffaf bir iş modelidir. Bu TAKT markasını yaratırken önemli bulduğumuz unsurlardan biriydi ancak bunu yapmanın birçok yolu var.
Öncelikle tebrik ederiz! 2020 Danish Design Awards'da "Game Changer" kategorisinde aday gösterilmek nasıl bir duygu? Son olarak bu güzel ülkenin tasarıma etkisinden söz etmek istiyoruz. Danimarka'nın tasarım alanında dünyanın en ilham veren ülkeleri arasında gösterilmesinin sizce sebepleri nedir?
Teşekkür ederiz. İçinde bulunduğumuz pazardaki bir yılımız içerisinde bu şekilde bir adaylık aldığımız için takdir görmek önemlidir. Küresel dünyada hala çok küçük bir oyuncuyuz.
Danimarka'nın tasarım alanında dünyanın en ilham verici ülkeleri arasında sık sık listelenmesinin birçok nedeni var. Evvela iyi tasarım konseptinin merkezinde işlevsellik, güzellik ve birçok ihtiyacı karşılaması yatıyor. Bu güçlü bir gelenek. Bir gelenek yeterince güçlü olduğunda, her zaman ilerlemenizi sağlayan inovasyon için alan yaratır. İyi tasarım; geçmiş, şimdi ve gelecek ile sürekli iletişim halindedir. Bu nedenle, zamanımızdan çok önceki bir tasarımla hala bağlantı kurabiliriz.
TAKT olarak bizim için çağdaş mobilya tasarımı; geçmişin, şimdi ile buluştuğu bir yer olmalıdır. Aynı zamanda henüz gelmeyen, yaratılmamışı işaret etmelidir. Klasik mobilya tasarımından ve ar- kasındaki ideolojiden ilham alıyor ve öğreniyoruz. Çünkü içinde bulunduğumuz zamanın benzersiz yeni eserlerini tasarlamaya çalışıyoruz.
Yazı: Emre Ergenekon
Fotoğraf: Görsel Sanatçı Bla bla